İş dünyasında şirketlerin inovasyonlar yaparak kendilerini geliştirmeleri gerekiyor. İnovasyon, akılcı çözümler ve müşteri odaklı düşünmek şirketlerin faaliyet gösterdikleri piyasada kalıcı olmalarını sağlıyor. Bir zamanlar mahalle bakkalları süpermarketlerin piyasaya çıkmasıyla birlikte tükenme noktasına geldiler. İşte bakkal ve süpermarket gerçeği…
Bugün birçok kişi bir zamanlar “köşebaşındaki dükkan” gibi bir konseptin olduğunu hatırlamakta güçlük çekiyor. Süpermarketler ortaya koydukları etkinlik ile bunları yok ettiler. 1930’ların büyük gıda zincirleri bile süpermarketlerin saldırgan genişlemesi karşısında yok olmaktan son anda kurtuldu. İlk özgün süpermarket 1930’da Long Island, Jamaica’da açıldı.
1933’e gelindiğinde süpermarketler, California, Ohio, Pennsylvania ve diğer birçok yerde mantar gibi türüyorlardı. Buna rağmen oturmuş zincirler bunları görmezden geldi. Onları fark ettiklerinde ise “ucuzu”, “at arabasıyla satış yapan”, “küçük” ve “ahlaksız fırsatçılar” olarak nitelendirdiler.
Kimse müşterilerin kilometrelerce yok gideceğine inanmıyordu
Büyük bir bakkal zincirinin yöneticisi o dönemde yaptığı bir açıklamada; “İnsanların yiyecek almak için kilometrelerce yol katedeceğine ve bakkal sisteminin oluşturduğu eşsiz müşteri hizmeti deneyimini bırakabileceklerine inanmakta güçlük çekiyorum” diyordu. 1936’da bile National Wholesale Grocers konvansiyonu ve New Jersey Retail Grocers Association hala korkulacak bir şey olmadığını söylüyordu. Süpermarketlerin sadece ucuz fiyat isteyenlere yönelik yaklaşımının bu şirketlerin pazarını sınırladığını düşünüyorlardı. İnsanlar kilometrelerce yol tepmek zorundaydı. Taklitçiler geldiğinde hacim düşecek ve zararına satışlar başlayacaktı. Süpermarketlerin satışlarının yüksek olması da yeni ve özgün olmalarına bağlanıyordu. İnsanlar güvenebilecekleri mahalle bakkallarını istiyordu. Eğer mahalle bakkalları “tedarikçileri ile işbirliği yapar, maliyetlerine dikkat eder ve hizmet kalitelerini yükseltirlerse” bu rüzgar dinene kadar ayakta kalabilirlerdi.
Rüzgar hiç dinmedi, bakkal zincirleri ayakta kalmanın yolunun süpermarket işine girmek olduğunu farkettiler. Bu, mahallelerde dükkan yeri, dağıtım ve erişim modellerine yapılan yatırımların boşa gitmesine neden oldu. Bazı şirketler mahalle bakkalı modelinde devam etti. Onurlarını korudular ama sırtlarındaki gömlekten olduklar.