Yeni yılın ilk gününde İran’da halkın sokağa dökülmesiyle bir anda patlak veren protestoların altında yatan sebebin ekonomik faktörler olduğu doğru ancak protestoların altında yatan tek sorun sadece ekonomik değil, bundan daha fazlası.
Bakıldığında İran’da yaşanan protestoların görünürdeki sebepleri kötü giden ekonomik koşullar, yaygınlaşan yolsuzluklar, yiyecek ve yakıt fiyatlarındaki süregelen artış olarak ön plana çıkıyor.
Ancak ortada görünenden daha büyük bir sorun var: beklentiler.
Uzmanlara göre İranlılar kızgınlar çünkü 2015 yılında İran ve Birleşmiş Milletler (P5 + 1) arasında İran’ın Nükleer Programı konusunda anlaşma sağlanmasının ardından yaptırımların kaldırılmasıyla ekonomik koşulların iyileşmesi ve refah düzeyinin artmasını beklentisi içindeydiler. Ancak bu beklentileri gerçekleşmemekle birlikte ekonomi ve refah alanında hiç bir gelişme kaydedilemedi. P5 + 1, Birleşmiş Milletler’in 5 daimi üyesi olan İngiltere, ABD, Çin, Fransa, Rusya ve bunlara ek olarak Almanya’dan oluşuyor.
Finans, enerji ve ulaşım sektörlerindeki kısıtlamalar kaldırıldı fakat yüzlerce İranlı kara listeden çıkarılmadı. Hemen akabinde Amerika Birleşik Devletleri İran’a yine işlenen suçları öne sürerek füze denemelerini de kapsayan yeni yaptırımlar getirdi.
Ulusal İran Amerikan Konseyi Başkanı Trita Parsi ve diğer uzmanlar konuya ilişkin yaptıkları açıklamalarda yanlış ekonomi yönetimi ve sürekli cereyan eden yolsuzlukların İran halkını küçük ve zayıf düşürdüğünü dile getiriyorlar. Uzmanlara göre yanlış ekonomi yönetimi ve yanlış politikalar İran’da işsizlik ve enflasyonu olması gerekenden çok yüksek seviyelere çıkardı. Diğer yandan uluslararası yatırım eksikliği de ülkede çok fazla hissediliyor.
Trita Parsi, İran halkının nükleer program üzerinde sağlanan anlaşmadan beklentilerinin olduğunu ancak uzun süredir bu beklentilerin gerçekleşmediğini ve bu durumdan dolayı tepkili olduklarını dile getiriyor.